4 Temmuz 2010 Pazar

çekirdeği küçültülmüş şeftaliye HAYIR!

1 Haziran 2010 Salı

http://www.wetter.de/wettervorhersage/Wetter-Leipzig/Deutschland/4c5a72817f764eca80bb2104b6dc285b/tage/1

İsyanım var!
evet; artık çizmelerimi giyebileceğim havalar istemiyorum.
Sabah uyandığım şıpırtı sesi duyup; kafamı yastıklara gömmek;

Saatimi 5 kere erteleyip, derse gidememek;
Güne başlama enerjimin sömürülmesini;
istemiyorum.
İlk baharı ve yazı yutan sevgili Almanya iklimi; kendine gel!
Neyi kaçırttığının farkında mısın?..

31 Mayıs 2010 Pazartesi

34-36-37-38-39

36-38 olan bedenim 34-36, 38 olan ayaklarımsa 37-38-39 arası gezinmek de.
yani kalıplarınız farklı, cüsselerinizden dolayı diyecem ama bu kadarı da biraz fazla karışık değil mi?
hiç bir şeyi rahatlıkla alamıyorum sayenizde.
teşekkürler..

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Nas? Hus?

Ortaokuldaydım. 1"di galiba. yani 6; 6.sınıf. Ders; matematik. Konu; kesirlerle işlemler falan filan. Sınav olmuştuk. İyi bir not almıştım. Önemli olan tüm noktaları yapmış; 80 - 90 küsür bir şeyi kapmıştım. Notumdan çok hocanın puan kırdığı yeri hiç unutmadım ama. İşlemlerin sonunda ortaya çıkan çözümdeki kesiri "tam kesir" bırakıp (mesela; 17/4) tam sayısına, zımbırtısına ayırmadım (mesela; 4 1/4) diye kırmıştı tüm puanlarımı.
"Ama ben.. ama ben doğru buldum sonucu.." dediğimde de; "Bir daha böyle bırakmamayı öğrenirsin" demişti. Ve evet; öğrendim hiç unutmuyorum artık=)
Aynı bunun gibi burada da Almanca tüm İsim Cisim gibi şeylerin ilk harflerinin büyük yazıldığını maalesef gene bir sınav notuyla öğrenmek zorunda kalmam; bir "dejavu"msu durum ya da "alın yazısı" mı bilemedim. Ama umarım bunu da unutmayacağım.
Acı ama etkili tecrübeler=) "Bin nasihat mı? Bir husumet mi?" demişler ya.. Husumet canım, husumet. Üstüne tanımam=))

P.S: O matematik hocamı da severdim. Hala da severim=))

10 Mayıs 2010 Pazartesi

2B

Şu sıralar olayım ne biliyor musunuz?
Kalem ucu.
Sadece 0.5 2B kalem ucu alabilmek istiyorum.
Ama zor.
Bulamıyorum hiçbir yerde.
Azimliyim ama=)

9 Mayıs 2010 Pazar

anne; ben aşçı olucağım! (oluyorum!)

anne çorbasına yakın çorbalar yapabilmek.
Burda yaşamanın bende geliştirdiği bir husus olucak sanırım bu. seviyorum yahu. baya girip mutfağa çorba yapmayı seviyorum. ama basitlerindeyim daha=). şehriyeli çorba, yayla çorbası, domates zaten yapardım=). bir de burda patates çok. o yüzden patatesli yemekler şimdi ki hedefim. mesela patates oturtma ya da musakka; her neyse adı; ondan yapıcam. malzemeler hazır. alındı. inanıyorum. o da olucak=)


zaten burada aslında yemek yapmak kolay; eğer paran varsa. çünkü her şey hazır. sebzeler ayıklanmış, doğranmış, kavanozlanmış, konservelenmiş.. çeşit, çeşit. kategori, kategori. reyonların önünde kafam dönüyor bir şey ararken. o derece.
ama tatsız genelde sebzeler, meyveler. etler de genelde bi parça garip kokuyor sanki. bilemiyorum. ama alışıyor=)

14 Nisan 2010 Çarşamba

çürük

Bu almanlar da bizim Türkler gibi çıktı !
Hani pazarda falan en öne güzel güzel elmaları, portakalları koyarlar da arka tarafta çürükleri doldururlar da; evde bizden sevgi dolu sözleri yerler ya..
Marketten aldığım altılı paketlenmiş caanım güzelim kıpkırmızı elmaların tam 3.cüsünü yiyecektim ki bi baktım altı komple çürümüş. kazıkçı almanlar bir elmamı yediler.